Kitap İncelemesi: Volkan Ertit – Endişeli Muhafazakarlar Çağı

Kitap arkası yazısından: “Profesör: Doktoranızda ne çalışacaksınız? Ertit: Hocam, ben genel algının aksine Türkiye’nin sekülerleştiğini, yani Türkiye’de dinin gücünün ve prestijinin azaldığını, yeni neslin kendilerinden önceki kuşaklara nazaran dine daha uzak olduklarını düşünüyorum. Ve doktora tezimde de bu toplumda dinin hayattan çekilmesinin ardında yatan sebepleri çalışmak istiyorum. Profesör: Affedersiniz ama, Türkiye her geçen gün kış uykusuna yatmış bir hayvan gibi İranlaşırken, siz nasıl olur da böyle bir şeyi savunabilirsiniz! (Doktoraya kabul edilmedim) Bu kitabın ortaya çıkış amacı da sosyoloji profesörlerinin dahi “kış uykusuna yatmış bir hayvan gibi İranlaştığını” düşündüğü bir ülkede dinin prestijinin ve gücünün azaldığını, gündelik yaşamdan kesitler ve akademik çalışmalar ile göstererek daha geniş kitleler ile paylaşma arzusudur.” Okumaya devam et

Kitap Eleştirisi: “The Myth Of Religious Violence” (Dinsel Şiddet Miti) – William T. Cavanaugh

Bu kitap öyle bir niyetle yazılmış olmasa bile, yüzlerce sayfa tarih, din ve felsefe kitabından alacağınızı size hızlıca veren o ender kitaplardan biri. Üç yıl önce okuduğum bu kitabın değerini ve önemini vurgulamaktan acizim. Din Nedir  yazısında taradığım kaynakların bir bölümüne bu kitaptaki göndermelerden ulaşmıştım. Okumaya devam et

Kitap Eleştirisi: Bir Başka Din: Tasavvuf – Cemre Demirel

“İkiz kule saldırılarından beri Müslümanlara potansiyel terörist gözüyle bakılan Amerika’da, bu Mevlana nasıl bu kadar popüler olabildi sanıyorsun?”

Yolum düştüğünde uğradığım kitapçının “din” reyonu büyüdü, çünkü sonradan yanına ayrı bir “tasavvuf” bölümü eklediler. Çünkü tasavvuf kitaplarının sayısı son yıllarda patladı. Atatürkçülük ve bilimsel düşünce, özgürlük gibi batı uygarlığının yücelttiği kavramlar ve değerler gözden düştükçe tasavvuf ve hurafe göze girdi. Türkler kavramları birbirine o denli karıştırdılar ki, aslında şu son yazdığım cümle aynı zamanda hem bütünüyle yanlış, hem de doğru. Öyleyse kavram bulanıklığına meydan vermemek için yerlerinden kaydırılmamış sözcüklerle anlatayım. Okumaya devam et

Kitap Eleştirisi: Bir Müslüman Evrimci Olabilir Mi? – Caner Taslaman

taslaman_evrimciTaslaman, soyunun tükenme eşiğinde olduğunu düşündüğüm düşünen Müslümanların son örneklerinden. Bir dahi olduğunu düşünmüyorum elbette. Ama okuduğum kadarıyla kalıplara sıkışmışlık belirtisi göstermiyor. Bir düşünce kampına ait olma zorunluluğu duymuyor. Ve anladığım kadarıyla modernizm ve gelenekselci bağnazlık kutupları arasında bir seçim yapmak zorunda olmadığının bilincinde. Okumaya devam et

Kitap Eleştirisi: Deizm (Tanrı’dan Başka İnsanüstü Tanımayan İnanç)

Bu kitap Öztürk’ün benim “düş kırıklığı dönemi” dediğim son birkaç yıllık döneminde yayınlandı. Düş kırıklığı, çünkü çağrısının karşılık bulmadığını görerek kendi sorularına yeni yanıtlar aradı. Kimi zevzek Öztürk’ün giderayak deist (Yaradancı) olduğunu, birkaç yıl daha yaşasa idi ateist olacağını ve doğru yolu bulacağını şakayla karışık söyleyerek sözümona adamı gözden düşürmeye çalışıyor. İşte size gelenekçi yobazlarla tanrıtanımazların bir ortak yönü daha: YNÖ çekemezliği. Öztürk, kendisini okumadan ileri geri görüş bildirenlerin öne sürdükleri gibi Yaradancılığa çağırmıyor. Ancak bunu Müslüman olamayan veya Kuran’ın ışığından pay alamayanlar için, dinsel sömürüden korunulabilecek bir güvenli mevzi olarak öneriyor. Okumaya devam et

Kitap Eleştirisi: İslam Nasıl Yozlaştırıldı

Yaşar Nuri Öztürk bu sayfalarda ancak şükran ve saygıyla anılacak. Yeri geldiğinde fikirleri çatır çatır eleştirilecek. Çünkü boş sözle işi olmayanlar için eleştiri bir ancak bir üretkenlik kanalı olabilir. Kişi saygı duyduğu şeyi eleştirir, bu şükretmenin yollarından biridir. Bilgi bolluğuna koşut bilgi kirliliği ile tanımlanabilecek günümüzde eleştiri de hak edilmesi gereken bir nimettir. Ve bundan dolayı eleştiriye saygı duyulmalıdır. Öztürk Kuran’la hiç ilgilenmediğim yıllarda, dinsel söylemin derininde bir şeylerin çok ters gittiğinden kuşkulanmamı sağlamıştı. Yıllar sonra Kuran’ı okuduğumda anladım ki Öztürk’ün yalancılara, uydurukçulara, komploculara sövüp sayması azmış bile. Okumaya devam et

Kitap Eleştirisi: Üç Muhammed

Üç Muhammed ve Yahudileşme Temayülü, Mustafa İslamoğlu’nun dikkatimi çeken ve okumaya değer bulduğum iki kitabı. Üç Muhammed’de birinci bölüm “Aşırı Yüceltmeci” yaklaşımı, ikinci bölüm “İndirgemeci” yaklaşımı tartışıyor. Bu ikisini tasavvur sayıp gerçek Muhammed’i üçüncü bölümde sunuyor. Bu blogu sinirleriniz harap olmadan okuyabiliyorsanız birinci bölümü atlayabilirsiniz. Gelenekçi-ezberci yaklaşımın aşırı yüceltici Muhammed sanrısını eksiksiz olmasa da düzgünce eleştiriyor, birinci bölümde konuya aşina olanlar için yeni bir bilgi yok. Ben ikinci bölümdeki yorumlar ve savlar üzerinde duracağım. Okumaya devam et

Kitap Eleştirisi: Dil ve Din – Cengiz Özakıncı

otopsi_dil_ve_din2_tn“Aydınlanma, insanları bir anda sevgisiz, yıkıcı, acımasız, yabanıl sürülere dönüştürebilen usdışı, bilimdışı, gerçekdışı, karanlık boş inançların tutsaklığından kurtarıp, gerçeğin ışığında yürüyen, özgür, bağımsız, eleştirel düşünceli, barışçıl, iyicil, sevecen bireylere dönüştürme çabasıdır. Binlerce yılda yığınların beynine işlenen boşinanlar, öyle inatçı, öyle direngendir ki, bunların kısa süreli çabalarla toplumsal bellekten kazınması olanaksızdır. Dinsel Aydınlanmayı uzun soluklu bir devrim ve çilelerle dolu bir süreç olarak kavramamız gerekiyor.” Okumaya devam et

Kitap Eleştirisi : Bana Allah Yeter – Uğur Koşar

Ne yazık ki kavramlar, sözcükler dahil her şey kirleniyor. Allah’ın adını kullanarak doğruyu yanlışa katan, zihinleri kirleten bir kitap bana allah de yeterçok satanlar listesine girebiliyor.

Tasavvufun Kuran’ın mesajından ne denli uzak olduğunu anlatmak için ayrıca bir kitap yazmak gerekir. Şiirsel anlatımın yararları vardır. Ancak şiirler yolunu kaybetmiş insanlara yol göstermek, yaşamına anlam vermekte zorlanan kişilere kılavuzluk etmek için

yararsızdır. Tasavvuf büyüklerinin dillere destan şiirlerinin Kuran’a aykırılıklarını belgelemeye kalksak cilt cilt kitap yazmamız gerekir.

Ben kitabın mesajını almış biri olarak şunu söylemekle yetineyim: En başta Allah’ın ne olduğu Kuran’da açıklanır. İnanana yalnızca Allah’ın yetmesinin ne demek olduğu da Kuran’da açıklanır. Ve bu kitapta anlatılanla ilgisi yoktur. Allah’ın yardımını isteyen işe süpermarket tasavvufçularının abur cubur kitaplarından değil, Kuran’dan başlamalıdır.

Gerçek uyarıcıların ücret istemeyeceğini de belirtip kısa keseyim (6:21,90, 10:72, 11:51, 12:104, 25:57, 26:109,127,145,164,180, 34:47, 38:86, 42:23).

Kitap Eleştirisi : Allah De Ötesini Bırak – Uğur Koşar

Önce şunu bir kenara koyalım: Allah’ın ne olduğunu Kuran anlatır. Müslüman okura Allah’ı anlatma iddiasında olan yazarın Kuran’ı yorumlamanın ötesinde ve berisinde kaynağı olamaz. Yazar Kuran’ın mesajını bildirip Gelenek İslamı’nın (atalar dininin) ataletinden kurtaracağı yerde Geleneksel Hristiyanlığa (bir başka atalar dini çeşitlemesi) çeviren, okuyucuyu koyunlaşmaya yöneltiyor. Aslında bildiğimiz kurumsal, kilise Hristiyanlığını vaaz ediyor.allah de ötesini bırak

Günümüz yaşamının karmaşıklığı ve kirliliğinin bilincine varıp iyiyi kötüden ayırabilen, kendine güvenen, doğru bildiğinin ardından koşan aydın bireyler (Tektanrıcılar) yerine bu karmaşıklıktan korkup kaçıp kabuğuna çekilen, teselliyi göz(ünü) yummakta arayan ezik, boynu eğik, edilgen bireyler istiyor. Dua kavramına verilen geleneksel (ve yanlış) anlam olan “elini açmak ve gerisini koyuvermek” anlayışını yıkacağı yerde daha da güçlendiriyor, yarayı nasırlaştırıyor. Oysa Kuran’a göre dua/çağrı çalışmak demektir.

Müslüman üretken ve etkin olmalıdır, edilgen değil.Müslüman ensesine tokadı yiyip zalimi Allah’a havale edemez, yeryüzünde etkisiz eleman olamaz. Tasavvuf değimiz şey Yahudilik, Budizm gibi boş inanışların etkisi altında kalıp çarpılmış, tanınmaz hale gelmiş bir İslam anlayışıdır. En azından yaygın olan tanıtılan ve propagandası yapılan tasavvuf budur.

Kuran’ı önyargıların ve koşullandırmaların etkisinden kurtularak okuduğunuz zaman bu tür kitapların ve öğretilerin Kuran’a ters olduğunu görürüz. Yine de haksızlık etmeyeyim, klasik tasavvuf yapıtları ufuk açıcı da olabilir. Ancak korkarım bunun için ciddi emek ve zaman harcamak gerekiyor. Plajda güneşlenirken okunabilecek süpermarket kitaplarıyla tasavvufçuların kafasına girebilmek boş bir düş.

Yaşamınıza anlam vermekte veya parçalardan bütüne gitmekte güçlük çekiyorsanız sizin başucu kitabınız Kuran’dır. Pop-tasavvuf kitapları değil.