Kuran Müslümanı’nın Asgari Donanımı (Okuryazar Olmayandan Kuran Bağlısı Olur mu?)

Sık yaşadığım bir durum: Kuran’ı yorumlayan bir yazar veya konuşmacı, çalışma alanındaki yetkinliğiyle yaptığı çıkarımların yanına bilimle veya kültürle veya öteki dinlerle ilgili öyle bir yanılgı ekliyor ki “çok yazık!” demekten kendimi alamıyorum. Veya nitelikli ürününü öyle kötü bir dil ambalajına sarıyor ki sıradan bir okurun kullanıp yararlanması olanaksız. Veya öyle can alıcı saptamalarda bulunuyor ki, kitabın kaynakçasını açıp baktığımda Avrupa dillerinde tek bir kaynak göremeyince “Bir de yabancı dil bilseydi kim bilir nasıl bir kitap olacaktı!” diye hayıflanıyorum. Veya toplumun var olmasını sağlayan fizik ve matematik yasalarından habersiz olduğu için iyi öğrendiği kuramı uygulamaya çevirmeye çalışırken olmadık potlar kırıyor. Okumaya devam et

Eleştirel Düşün

Yalnızca Kuran ilkesinin özü hangi kitaplardan yararlanılacağı (veya yararlanılmayacağı) konusunda körü körüne bir diretme değildir, olmamalıdır. Yıkıcı olan nedir, biliyor musunuz? Yıkıcı olan bir anlatıyı sorgulamaksızın, sınamaksızın okumaktır. “Soru sormak bilmenin yarısıdır.” Bu bilge özdeyişi Peygamber’e yakıştıranlar, bir anlatıyı soru sorarak okumanın ne demek olduğunu bilmiyorlar. Sünnet, siyer, fıkıh gibi kaynakları okumak ve bunlardan yararlanmaya çalışmak değil sorun olan. Sorun olan bunları ezberlemek, yutmak ve birer bütün olarak ezberi aktarmak. Buna nakilcilik de deniyor. Yani hiç bir yeni düşünce üretmemek. Oysa düşünce üretimi insan olmanın nedeni ve sonucudur ve düşünce üretmeyenler evrimsel süreçte yok olurlar. Hayvanın hayatta kalması fizyolojik yetilerine bağlıyken, insanın hayata kalması düşünsel ve ahlaki yetileriyle ilgilidir. Okumaya devam et

“Muhammed Postacı mıydı?”

Kuran’ı, yanına mezhep kitaplarını koymadan, anlamını gelenekçi yorumların sınırlamalarına maruz bırakmadan, bugün iniyor gibi anlamak gerektiğini savunanların sayısı artıyor. Buna karşılık, karşıt görüşün sıkça yönelttiği “Peygamberin örnekliğine gerek yoksa Muhammed Postacı mıydı?” sorusuna verilmiş gerçek bir yanıta rastlamadım. Bu kısa yazıda bunu deniyorum. Yazıyı aynı zamanda Neden Yalnızca Kuran? kitapçığımın içine bir alt başlık olarak ekledim. Eleştirenden Allah razı olsun. Okumaya devam et

Yalnızca Kuran Kılavuzu

Scribd siteside yıllar önce bulduğum imzasız bir kitap. Yazar Kuran’a iyi çalışmış, zaman ve emek tüketmiş ve yalnızca Kuran‘a başvurarak pek çok konuyu açıklığa kavuşturmuş. İngilizce bilenler için incelemeye değer. Kimi çıkarımlarına katılmasanız bile izlediği yol örnek alınabilir. Baskı için ayarlanmış, cilt paylı, 118 sayfa.

İndirin:

A_Quran-Alone_Manual-compressed Okumaya devam et

Neden Yalnızca Kuran?

Not: Namaz ve salât konusunda yanıldığım zamanlar yazdığım yazıdır. Namaz konusundaki yorumları dikkate almayın. O konunun doğru yorumunu Salât yazılarında bulabilirsiniz. (2022)

İnkarcılar, dinle aklın arasını ayırdılar. Yeniden aralarını bulmak ve Kuran’ı keşfetmek için doğal başlangıç noktamızın düşünmeyi yeniden öğrenmek olması gerekir. Eleştirel düşünce konusunu bu blogda ayrıca işlemeyi umuyorum. İkinci odak noktamız ise Kuran’ın yanına başka bir din kaynağı koymama, bir başka deyişle bütünüyle güvenilir ikinci bir kaynak tanımama ilkesi olmalı. Bu ikinci ilkeyi gerekçelendirdiğim yazımı, yazıcı dostu olarak düzenlenmiş kitapçık biçiminde sunuyorum. Okurken yakınınızda en az bir Kuran çevirisi bulunsun, çünkü 400’ün üzerinde ayete gönderme yapıyorum. Yazılarım eleştiriye sonuna dek açıktır. Yazıyı tarayıcıdan okuyabilir veya baskıya hazır .pdf dosyası olarak aşağıdaki bağlantıdan indirebilirsiniz:

indir

Okumaya devam et